5 Kasım 2013 Salı



The WOLVERINE 





The Wolverine filmi ilk olarak vizyona girdiğinde gitmek istemiştim fakat bir takım aksaklıklardan dolayı gitmek nasip olmamıştı daha sonra Vodafone'un yaptığı enfes etkinliği gördüm. Vizyona girmiş sonra da kalkmış olan 4 tane filmi seçdiler ve bu filmleri Vodafonelulara özel tekrar gösterime soktular ben de bu etkinlikten yararlanarak gitmek istediğim fakat gidemediğim filme gitme şansı buldum .




Filmde yaşanan olaylar ise şöyle başlıyor Logan Jane'i zorunluluk yüzünden öldürmüş olsa da kendini suçlu hissetmektedir ve bu yüzden kendini herkesten uzaklaştırıp ücra bir yerlerde kalmaktadır fakat bir gün ansızın ona şükran borcu (!) olan birinin onu çok acil Japonya'ya çağırdığını öğrenir ve gitme mecburiyetinde olur böylece olaylar başlar .




Ben genel de Japon , Kore veya Çinlilerin oynadıkları yani Uzak Doğu filmlerini pek sevmem tabi bu film Japon filmi değildi ve Wolverine vardı .
Bu film de Hugh Jackman'a Tao Okamoto ve Rila Fukushima gibi genç Japon oyuncular eşlik ediyor .
Film Japonya da çekildiği için filmde Japon kültürünü yansıtan birçok öge ile karşılaşabiliyoruz .





Filmle ilgili genel yorum yapmak gerekirse açıkçası ben öyle çok beğenmedim tamam kötü değildi evde film izlemek istediğimde dvd de izlerim ama ben büyük bir beklentiyle gittim sonuç da Wolverine'in filmi ama sanki Japon'ya da film çekmişler 'Wolverine' diye de yeni bir ana karakter eklemişler gibi olmuş .Filmden çıktıktan sonra IMDb de ben bu filme kaç puan veririm diye düşündün Hugh Jackman'ın hatrına olabileceği en son şey 7 .









25 Haziran 2013 Salı

WORLD WAR Z




 

The Host filmini gittiğim zaman ilk kez gördüm filmin fragmanını ve direk ben bu filmi kesin izlemeliyim dedim ve sınavlar bittiği soluğu sinemada aldım .
Film başladığı zaman diyorsun ki ' Brad Pitt sen her oynadığın role cuk oturmak zorunda mısın canım ? '
Ayrıca bu filmde Brad Pitt hem oyuncu hemde filmin yapımcısı olarak karşımıza çıkıyor .




Filmin konusu ise eskiden BM de görev yapan Gerry Lane'in Dünya da yayılan zombi tehlikesine karşı bunu yok edecek çözümü bulması için çıktığı yolculukta başına gelenler .
Gerry'nin eşi rolünde Mireille Enos oynuyor . Kendisi de dünya çirkini yani bu adamın eşi bu olamaz diyorsun izlerken . Ve filmde de öyle bir salaklık yapıyor ki filmi izlerken sinir oluyor insan .




Filmi izlerken bir kere daha anladım ki Dünya da zekasını kullanıp gizliden gizliye hareket edip belli bir süre başarılı olan tek ülke İsrail .
Bradciğimizin yanında ki asker ablamıza da ayrı bayıldım. Asker ablamızın karakterini canlandıran kişi de  Daniella Kartesz . Filmde karakteri en sağlam insanlardan biri izlerken vay be soğukkanlılığa bak diyorsun zaten .



Açıkçası bu tip filmler beni korkutuyor çünkü izlerken düşünüyorum bunlar gayet de gerçek olabilir direk zombi gibi düşünmeyin bence öyle bir şey olamaz ama ölümcül hastalıklar gayet yayılabilir ve devletler buna karşı duramayabilir . 
Ayrıca filmi çok dikkatli izlerseniz çözümü film size anlatmadan anlayabilirsiniz . 
Filmi isteyenler 3D veya 2D olarak izleyebilir . Ben filmi 2D izlerken bile tırstım herhalde 3D izleseydim o zombileri görünce ödüm patlardı .



Filmin soundtrackleri de güzeldi . Özellikle film bittikten sonra çalan müziğe dikkat edin çünkü kesinlikle mükemmel olmuş .
Ünlü bir film eleştirmenimizin de dediği gibi '' Brad Pitt şarap gibi adamsın.''



29 Mart 2013 Cuma

THE HOST





Size daha bugün vizyona giren Stephenie Meyer 'in kitabından uyarlanarak hazırlanan Göçebe filminden bahsedeceğim. Filmin yönetmeni olan Andrew Niccol 'ın yönettiği diğer filmleri görünce bu film uyduruk olamaz deyip filme ilk günden gittim .



Filmde ise uzaylı bir ırkın Dünya'yı ele geçirerek insan bedenleri işgal etmesiyle oluşan süreçte bir gurup insanın yaşadığı olaylardan bahsediyor .
Yukarıda ki bayan da bu uzaylılardan biri ve film boyunca bu kadına ifrit oldum eminim izlerken siz de olacaksınız ve bu kadın kesinlikle hayırdan anlamıyor .





Ve tabi ki de filmimiz bilim kurgu filmi olsa da aşk filmimizin olmazsa olmazı .
Garip bir aşk DÖRTGENi sizi bekliyor haberiniz ola .




Filmde Melanie ile Göçebe arasında yaşanan anlaşmazlıklar yanında aralarında oluşacak uyum da sizi şaşırtacak . Tıpkı iki kız kardeşe dönüşecekler birbirleriyle ölümüne kavga ederken bir yandan da birbirlerini anlayan .



Bu filmi illa sinemada izleyin dediğim filmler kategorisine sokmuyorum bu film gayet evde de izlenebilinecek bir film mesela bir The Artist 'i sen bir zahmet sinema da izle ama bu film ev filmi sakın bu film kötü gibi bir çıkarımda bulunmayın ama çok büyük şeylerde beklemeyin filmden . 



Film ortalama olarak çok hareketlilik içermeyen bir film 2 saat olduğuna bakmayın film gelip geçiyor.
Filmin sonuna doğru 'bu artistliğin kime kızım ' diye bir tepki verebilirsiniz ama boş verin gitsin . 



27 Mart 2013 Çarşamba

The Carrie Diaries





Daha ilk sezonunda olan bir gençlik dizisi Carrie Diaries ' e eminim bayılacaksınız . 
Sex and The City de ki Carrie Bradshaw 'ın banliyödeyken yaşadığı çıkmazları anlatıyor . 
Carrie'nin bir yandan arkadaşlarına ve ailesine karşı sorumlulukları varken bir yandan da kızımız artık Şehir de (NY) kalıcı yer edinmek istiyor . 

Sex and The City 'i hiç izlemedim hiç de bilmem bu diziyi izlesem hava da kalır mı diye düşünüyorsanız hiç sorun etmeyin bir etkisi olmuyor ama isterseniz genç Carrie'mizin nasıl bir kadına dönüştüğünü bilmek istiyorsanız birkaç bölüm özeti okuyabilirsiniz :)

Özellikle benim gibi eski şeylere bayılıyorsanız bu dizi tam sizlik çünkü dizimiz 1980 'ler de geçiyor kıyafetler saçlar , partiler hepsinde bir vintage havası var . 


Bir de Carrie'nin aklını başından alan  Sebastian 'ımız var ki bu çocuktan her eve bir tane lazım .
Çocuk dizi de bir öyle bir böyle '' hey canım sen ne halt ediyorsun '' gibi tepkiler verebilirsiniz şimdiden hazır olun .




Bu dizi aslında bir kitaptan uyarlanarak çekilmiş bir dizi ama kitabı okudum dizi de karakterlerin bazıları tamamiyle yok edilirken bazı karakterler eklenmiş ama bence dizi kitaptan bin kere daha iyi . 
Ama yine de isterseniz boş zamanlarınız da okuyabilirsiniz .


Bu çanta da Carrie ' nin  Manhattan bileti.




24 Mart 2013 Pazar

The Amazing Spider-Man 







Bu filmi izlerken çok büyük bir beklenti içine girmek mantıksız olabilir ama sıkıcı hafta sonları için ideal bir film olduğu gerçeğini de kimse reddedemez . 
Aslında klasik spider-man hikayesinde ufak tefek değişikler yaparak yeni film çekmişler film güzel olmuş insan izleyince kesinlikle sıkılmıyor .

Peter Parker rolünde karşımıza yakışıklı oyuncu Andrew Garfield karşımıza çıkıyor filmi ilk izlerken bu çocuk bu role tam oturmuş dedim . 
Gewen rolüyleyse Emma Stone var bu rolde akıllı aynı zaman da temiz ve tatlı aynı zamanda bir polis memurunun kızı olarak karşımızda . 



Filmden bahsetmemiz gerekirse filmi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz böyle film bitince aaa ne zamanda bitti gibi bir tepki verebilirsiniz . Filmde Peter Parker yani namı-değer Spider-man in yaşadığı sorunlar bir yandan hafif aksiyon sahneleri de yer alıyor . Klasik olarak gazete de çalışan bir Peter Paker yok bu filmde bu çocukcağız evden okula okuldan eve arada da May halasına yumurta alan bir tip ne zaman örümcek bu çocuğu ısırıyor sonra her şey değişiyor .
Filmin sonuna doğru bu film böyle biter ok baay diye bir tepkim vardı ki evlere şenlik . 
Boş bir gününüz de evde tekseniz ve yapacak bir şeyiniz yoksa açıp izleyebilirsiniz .
Ve bu arada devam filmi de 2014 yılında vizyona girecek .